Öz İnancın Gerçek Gücü: Yaratıcı Profesyoneller İçin İçten Gelen Sessiz Özgüvenin Önemi
September 18, 2024

Öz İnancın Gerçek Gücü: Yaratıcı Profesyoneller İçin İçten Gelen Sessiz Özgüvenin Önemi

Aşırı özgüvenle karıştırılmaması gereken gerçek öz inanç, yaratıcılığı ve dayanıklılığı besleyen bir temeldir. Creative Boom kurucusu Katy Cowan’ın kaleme aldığı bu yazıda öz inancın önemine ve nasıl geliştirebileceğinize dair detayları sizlerle paylaşıyoruz.

Yaratıcılar olarak hepimiz yetenekli, çalışkan, azimli, becerikli ve hayatın bize sunduğu her şeye hazır olduğumuza inanmak isteriz. Kısacası, kendimize inanmak isteriz.

İyi haber şu ki, zamanla odaklanıp, kendimizi geliştirdikçe, bu doğal olarak gelecektir. İnsanların, aramalarınıza dönmediğini, işinizle ilgilenmediklerini düşünmek yerine sizinle çalışmak için zaman kolladıklarını ve size iş vermeye çalıştıklarını düşünmelisiniz. Bu sizi daha özgüvenli hissettirecektir. Bu özgüveni yansıttıkça, daha fazla insan sizi fark edecektir.

En azından teoride böyle olmasını umuyoruz.

Uygulamada, çoğumuz utangaç veya içe dönük doğamız tarafından geri tutuluyoruz. Bunu, tipik İngiliz "gösteriş" yapma korkusuyla ve sosyal medyada gördüğünüz herkesin sizden daha iyi olduğu hissiyle (her ne kadar öyle olmasalar da) birleştirin. Bu duygular karşısında yetenekli, deneyimli profesyoneller bile özgüven eksikliği yaşayabilir.

Örneğin beni ele alalım. 2009'da hiç param olmadan Creative Boom'u kurdum. Cesaret, sıkı çalışma, kararlılık ve bu süreçte karşılaştığım birçok ciddi kişisel ve ticari zorluk sayesinde, hem eleştirel, hem de ticari olarak küresel bir başarıya ulaştım. Herhangi bir konu hakkında sorumluluk alma yetenekleri konusunda kendine güvenen biri varsa, o da benim.

2018'den beri, özellikle kısa formatlı videoların medya ve daha geniş anlamda kültürümüz için ne kadar önemli hale geldiğinin yoğun bir şekilde farkındayım. Ancak, yüzümü kameraya koymanın kişisel korkusu beni geri tuttu.

Yine de 2024'te, sonunda kendime ve markama kendimi buna atacak kadar güvendim. Yalan söylemeyeceğim: en hafif tabirle korkutucuydu ve hala çok şey öğreniyorum. Ancak bir başlangıç ​​yapmış olmaktan çok mutluyum ve sonuçlar şimdiden harika oldu.
 

Derin Sulara Kendini Atmak

Videolarım aracılığıyla insanlara gerçek beni gösterdim. Sonuç olarak, ağımı genişlettim, Linkedin’de bir sürü yeni bağlantım oldu, birçok tanımadığım insandan güzel e-postalar aldım ve Creative Boom aracılığıyla bir sürü yeni takipçi kazandım. 

Kısacası bu süreç, normalde altı ayda gerçekleşecek olandan daha fazla kapıyı iki haftadan kısa bir sürede açtı. Creative Boom topluluğuyla yeni bir sohbet seviyesi oluştu ve insanlara bana ulaşmaları için bir bahane verdi. Platformuma, tüm algoritma değişiklikleri öncesinde X/Twitter'ın yaptığı gibi tekrar bir ses verdi.

Bütün bunların bana neyi fark ettirdiğini biliyor musunuz? Öz inancın, yaratıcılar olarak genellikle hafife aldığımız bir özellik olduğunu. Ve iyi haber şu ki, bu doğuştan gelen bir şey değil; ya vardır ya da yoktur. Hepimizin biraz çabayla geliştirebileceği bir şey.

Bu makalede, Creative Boom topluluğunun ipuçları ve içgörüleriyle bunu nasıl yapacağınıza dair bazı ipuçları paylaşacağım.
 

1. Kendinize Doğru Hikayeyi Anlatın

Öz inancın, fikirlerinizin, becerilerinizin ve bakış açınızın değerli olduğuna dair sessiz bir inanç olduğunu savunuyorum. Sizi risk almaya, işinizi dünyaya sunmaya ve reddedilme veya eleştiriyle karşı karşıya kalsanız bile ilerlemeye devam etmeye teşvik eden iç sesinizdir.

SUNY Buffalo State Üniversitesi'nde sanatçı ve dijital medya profesörü olan Delano Patterson bunu güzel bir şekilde ifade ediyor. "Yirmi yıldır tasarım profesörü olarak kendimiz hakkında kendimize anlattığımız hikayelerin, performansımızı doğrudan etkilediğini öğrendim," diye açıklıyor. "Bu amaçla, öğrencilerin yetenek ve başarıya dair kişisel bir anlatıya sahip olmalarını ve buna inanmalarını sağlıyorum."

Ancak bu anlatı, kişinin egosunu şişirmesi veya iyileştirilecek alanları görmezden gelmesiyle ilgili değildir. Güçlü yönlerinizi fark etmek, büyüme potansiyelinizi kabul etmek ve zorlukların üstesinden gelme yeteneğinize güvenmekle ilgilidir.

Başka bir deyişle, kendinize işe yaramaz, umutsuz ve başkaları kadar iyi olmadığınızı söylerseniz, sonunda buna inanırsınız ve nihayetinde gerçekleşir de. Kendinize elinizden gelenin en iyisini yaptığınız, daha iyiye gittiğiniz ve sonunda oraya varacağınız hikayesini anlatırsanız, bu da gerçek olur. Seçim sizin.
 

2. Sonuca Değil, Sürece Güvenin:

Öz inancın bir diğer anahtarı da yalnızca nihai ürüne odaklanmak yerine yaratma sürecine güvenmektir. Bu enerjiye sahip olmak deney yapmaya, öğrenmeye ve büyümeye olanak tanır; bunların hepsi yaratıcı gelişimin temel bileşenleridir.

Arayüz ve marka tasarım stüdyosu Contrast'ın kurucusu Călin Balea, kendisine en çok yardımcı olan şeyin "hiçbir tasarımın asla mükemmel olmadığı ve kusurlu bir şey üretmiş olmanızın, kötü bir tasarımcı olduğunuz anlamına gelmediği fikrini benimsemek" olduğunu söylüyor. Öğrenirken yinelemeye, tekrar etmeye devam edin. Herkes böyle çalışır, dünya standartlarında olan tasarımcılar bile."

Bunu yapmak yalnızca "mükemmel" işler yaratma baskısını hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda sürekli iyileştirme ve yeniliği de teşvik eder. Öğrenme ve büyüme yeteneğinize inanmak, yaratıcı riskler almak ve sınırları zorlamak için alan yaratır.
 

3. İçinizdeki Eleştirmeni Susturun

Birçok yaratıcı profesyonel için, kendine inanmanın önündeki en büyük engellerden biri iç eleştirmendir. Kişinin yeteneklerini ve değerini sorgulatan o dırdırcı öz şüphe sesi. Bu içsel olumsuzluğun üstesinden gelebilmek ise çok önemlidir.

Bu, illüstratör Helen Ridley'nin çok fazla deneyime sahip olduğu bir şeydir. "Şahsen, kendime ve bir sanatçı olarak yeteneklerime inanmak için pratik yapmam gerekti," diyor. "Bunun bir kısmı, reddedilmeyi benimsemek ve bunun işinizi geliştirmenin önemli bir parçası olduğunu anlamakla ilgiliydi. Tepkilerden bağımsız olarak kendimi ortaya koydukça, daha fazla fırsat buldum ve özgüvenim arttı." şeklinde yaşadıklarını aktarıyor.

Olumlu geri bildirimlerinizin, başarılarınızın ve kilometre taşlarınızın bir kaydını tutmak, iç eleştirmeninizi susturmak için pratik tekniklerden biridir. Örneğin, özgüveninizin artmasına ihtiyaç duyduğunuzda geri dönüp bakabileceğiniz, güzel geri bildirimlerin yer aldığı bir e-posta klasörü tutabilirsiniz.
 

4. Reddedilmeyi, Dayanıklılığınızı Artırmanın Bir Yolu Olarak Görün

Yaratıcı alanlarda reddedilme genellikle yolculuğun kaçınılmaz bir parçasıdır. Ancak, başarıyı gerçekten tanımlayan şey, bu aksilikleri kendi lehinize çevirme yeteneğidir. Bu dayanıklılığı oluşturmak gerçekten de öz güvenin geldiği yerin bir parçasıdır.

Peki psikolojik olarak siz reddedilmeyle nasıl başa çıkıyorsunuz? İşte sanat yönetmeni Sara L. Soltis'ten bazı şahane tavsiyeler. "Bu sektöre ait olup olmadığımdan veya başarılı olmak için yeteneğim olup olmadığından şüphe etmeye başladığımda," diyor, "bakış açımı değiştiriyorum ve 'Olmasam bile, beni denemekten kim alıkoyacak?' diye kendime soruyorum."

Şüphe veya reddedilme karşısında bu tür bir kararlılık, yaratıcıların büyümeye devam etmesini ve sonunda başarıya ulaşmasını sağlar. Başkaları henüz göremese bile, potansiyelinize inanmanız gerekiyor.
 

5. Özgüven ile Aşırı Özgüven Arasındaki Farkı Anlayın

Özgüven çok önemli olsa da, onu aşırı özgüvenden ayırmak da aynı derecede önemlidir. Gerçek özgüven, gerçekliğe dayanır ve büyümeye açıktır. Aşırı özgüven ise durgunluğa ve gelişme fırsatlarının kaçırılmasına yol açabilir.

Çok disiplinli yaratıcı Chris Spalton izlenecek iyi bir örnek sunuyor. "Ben sadece 'Bu fikri ortaya koyarsam dünyanın biraz daha ilginç bir yer olacağını düşünüyor muyum?' temelinde çalışıyorum," diye açıklıyor. "Cevap her zaman evettir. Beklenti yok. İşleri adım adım, mantıklı bir şekilde başlatın ve ölçeklendirin. Tüm yumurtaları -yani parayı-  aynı sepete koymayın. Sürecin tadını çıkarın ve ne olacağını görün."

Bu tür bir zihniyet, geri bildirime ve adaptasyona açık kalırken kişinin fikirlerine güvenmesini de sağlar. Bu, vizyonunuza inanmakla ve her zaman büyüme ve gelişme için yer olduğunu kabul etmekle ilgilidir.
 

6. Topluluğunuzdan Yardım Alın

Öz inanç nihayetinde içeriden gelse de, bir topluluğun desteği onu beslemede ve sürdürmede önemli bir rol oynayabilir. Diğer sanatçılarla bağlantı kurmak, deneyimleri paylaşmak ve geri bildirim almak daha güçlü bir özgüven duygusuna katkıda bulunabilir.

Peki ya bu geri bildirim olumsuzsa, ters etki yaratmaz mı? İllüstratör Judith Mayer hayır diyor. "Güzel sanatlar kolejinde aldığım eleştirilerin, şu anda sahip olduğum öz güvenimdeki etkileri yadsınamaz. Çalışmamı ve başkalarının çalışmalarını değerlendirmeyi öğrenmek ve kararlarımı savunmak zorunda kalmak, inandığım işleri yaratmaya beni hazırladı ve sürecimi ve kararlarımı müşterilerime iletme yeteneği verdi. Bu, 20 yılı aşkın süredir birkaç müşterimle başarılı bir şekilde çalışmamı sağladı. Müşterilerim bana güveniyor çünkü ben de kendime güveniyorum."

Bir topluluğa dahil olmak, diğer insanların başarısını kıskanmaktan kaçınmanın da harika bir yoludur. İllüstratör Ollie Brown'ın belirttiği gibi: "Sosyal medyada çok sayıda harika çalışma görmek, işinize karşı tutumunuz üzerinde hem olumlu, hem de olumsuz bir etkiye sahip olabilir. İlham verici olabilir, fikir kıvılcımları çakabilir veya sadece bir vay hissi yaratabilir. Ancak aynı zamanda kendi işinizden şüphe duymanıza neden olabilir."

Çevrenizi destekleyici insanlar ve akıl hocalarıyla çevrelemek, bunun olmasını önleme konusunda yardımcı olabilir. Daha geniş bir beceri ve deneyim yelpazesine sahip yaratıcı kişilerle etkileşim kurarak, "herkes sizden daha iyi iş çıkarıyor" şeklindeki sosyal medya kaynaklı olumsuz fikirlerle başa çıkmakta çok daha donanımlı olacaksınız. Büyümeyi teşvik eden ve yeteneklerinize olan inancınızı güçlendiren bir ortam yaratmaktan bahsetmiyorum bile.
 

7. Günlük Alışkanlıklar Edinin

Özgüveni oluşturmak ve sürdürmek, devamlı çaba gerektiren bir süreçtir. Bu zorluğun üstesinden gelmek için özgüveninizi beslemek ve öz şüpheyi uzak tutmak için günlük alışkanlıklar ve uygulamalar geliştirmek faydalı olabilir.

Bunun bir kısmı, basitçe Nike sloganını takip etmektir: Just Do It. Karl McCarthy'nin dediği gibi: "İlk başta benim için sorun kendime inanmakla ilgili değildi. Yapmak istediğim tek şeyin yaratmak olduğu gerçeğiyle ilgiliydi daha çok. Elbette inanan küçük bir yanım vardı ancak kendi işimi kurabileceğimi ve ailemi geçindirebileceğimi düşünecek kadar değildi. Ancak zamanla inancım daha da arttı ve sabrın, desteğin ve amacımı anlamanın bu büyümenin anahtarı olduğunu fark ettim."

Öz inancı günlük olarak geliştirmek için diğer pratik stratejiler şunlardır:

  • Küçük, ulaşılabilir hedefler belirleyin: Bunlara sürekli olarak ulaşmak zamanla güven oluşturur.
  • Olumlu iç konuşmalar yapın: Kendi olumsuzluğunuzun farkında olun ve ona meydan okuyun.
  • Küçük başarıları kutlayın: Ne kadar küçük olursa olsun başarılarınızı kabul edin.
  • Sürekli öğrenme: Becerilerinizi geliştirmek, yeteneklerinize olan güveni artırmanıza yardımcı olur.
  • Yapıcı geri bildirim arayın ve kabul edin: Geri bildirimi, değerinizin bir ölçüsü olmaktan çok bir büyüme aracı olarak kullanın.
     

8. Çalışmanızı Ortaya Koyun

Özgüven oluşturmanın en etkili yollarından biri, basitçe harekete geçmek ve çalışmanızı dünyaya sunmaktır. Bu göz korkutucu olsa da, yeteneklerinize dair gerçek bir öz inanç oluşturmanın ilk adımıdır.

"Yalnız çalışan bir yaratıcı olarak, özellikle de akranlarımızın öne çıkanları bize her gün gösterildiğinde, öz inanca sahip olmak çok zor olabilir," diyor illüstratör ve animatör Ellie Foster. "Ancak kendime, orada benden başka sesini çıkaran kimsenin olmadığını hatırlatıyorum. Çizim becerilerimin dışında, kendimi tanıtmam gereken tek şey bu. Mümkün olduğunca öz inancımı topluyorum ve bunun beni o projeyi bitirmeye, paylaşmaya ve dünyadaki yeri hakkında konuşmaya itmesine izin veriyorum. Paylaşmaktan utandığımda ise yine de devam ediyorum."

Rahatsız edici hislere katlanmaya ve çalışmanızı paylaşmaya istekli olmak, başarılı küratörleri, sanatçıları, ivme kazanmak için mücadele edenlerden ayıran şeydir. Önemli olan, başkalarının onu görmesine izin verecek kadar işinizin değerine inanmak, hatta bunu yapmarken savunmasız hissetseniz bile yine de devam etmek.
 

9. Kusurları Kucaklayın ve Büyümeye Odaklanın

Yaratıcı alanlarda öz inancın önemli bir yönü, kusurları kucaklamak ve bunları büyüme sürecinin bir parçası olarak görmektir. Böylelikle, başarısızlığın felç edici korkusu olmadan deney yapmar ve yeniliğe açık hale geliriz.

Çizer ve yazar Katie Vernon bunu güzel bir şekilde özetliyor. "Benim için bu daha çok büyümeye ve tutarlılığa inanmaktı." diyor. "Bunlara inanmak aslında o kadar da zor değil çünkü bir şeye ne kadar çok zaman ayırırsanız, o kadar çok büyürsünüz. Başlangıçtaki en zor kısım, işimin paylaşılmaya değer olduğuna inanmaktı: Bu oldukça zorlayıcı bir aşama. Zamanla bu aşamayı atlatmanın daha rahat hale geldiğini söyleyemem ancak paylaştıkça rahatsızlıkla başa çıkmada daha iyi oldum."

Mükemmellikten ziyade büyümeye odaklanarak, yaratıcı riskler almak ve sınırlarınızı zorlamak için alan yaratırsınız. Bu yaklaşım, yalnızca zamanla daha iyi işlere yol açmakla kalmaz, aynı zamanda yaratıcı bir kariyerin iniş çıkışlarına dayanabilen daha dirençli bir öz inanç duygusunu da oluşturur.

Sonuç

Kolaj, baskı ve yüzey tasarımcısı Megan Fatharly'nin bu konuyu güzelce özetleyen bazı tavsiyeleriyle bitireceğiz. "Kendinize inanmak, belirsizliğin ve reddedilmenin yaygın olduğu yaratıcı sektörde olmazsa olmazdır," diyor. "Özgüven, aşırı özgüvenli olmakla ilgili değildir. Etki yaratacak becerilere ve fikirlere sahip olduğunuza dair sessiz bir inançtır.

"Kariyerimin başlarında, kendimden şüphe ediyordum, sıklıkla işimin yeterince iyi olup olmadığını sorguluyordum. Ancak öz inancı benimsemek, risk almamı, cesur fikirler ortaya atmamı ve aksiliklere rağmen devam etmemi sağladı. Benzer bir durumda olanlar için, öz inancın her küçük zaferde biraz daha arttığını unutmayın.”

"Bu anları kutlayın, vizyonunuza sadık kalın ve kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayın. Benzersiz sesinizin değerli olduğuna güvenin ve zorlayıcı hissettiğinizde bile ilerlemeye devam edin. Unutmayın, her yaratıcı yolculuk farklıdır, ancak kendinize inanmak, her şeyde size yardımcı olan temel unsurdur."
 

VOXVIL.COM - OCTOHAUS TEKNOLOJİ A.Ş. © 2025. TÜM HAKLARI SAKLIDIR.